19 Temmuz 2013 Cuma

MUS'HAF


Mus'haf

Mus'haf Kur'an'ın kitap hâlindeki şeklidir.Mus'haf kelimesi Arapça olup "iki kapak arasına alınmış sayfalar" anlamına gelmektedir. Kur'an için bir isim olarak kullanılması ilk olarakEbubekir zamanında olmuştur. Muhammed hayattayken Kur'an ayetleri yassı taşlar, deriler, ağaç kabukları gibi üzerine yazı yazılabilecek çeşitli materyaller üzerine yazılmış, ancak bütün ayetleri içeren bir kitap oluşturulmamıştı. Ebubekir'in halifeliği döneminde Yemame Savaşındaşehit olanlar arasında Kur'an hâfızlarının da bulunması Ömer'i endişelendirmiş ve bütün Kur'an ayetlerinin bir kitapta toplanması gerektiği konusunda Ebubekir'i ikna etmişti. Ebubekir de bu çalışmayı yapmak üzere Zeyd bin Sabit'i görevlendirmiştir. Zeyd bütün Kur'an'ı ezbere bilen bir hâfızdı. Buna rağmen Medine'deki bütün müslümanlardan, Kur'an ayetlerinin derlenmesi konusunda yardım istendi. Getirilen ayetlerinMuhammed'den öğrenildiğine veya onun huzurunda yazıldığına dair iki şahit gösterilmesi şartıyla kabul edildi. Böylece titiz bir çalışma sonucunda Arapça'daki ilk yazılı kitap oluşturuldu. İşte derlenen bu Kur'an nüshasına "mushaf" adı o zaman verilmiştir.Oluşturulan bu nüsha Ebubekir'e teslim edilmiş ve onun ölümüyle Ömer'e, onun ölümüyle de kızı Hafsa'ya geçmiştir. Osman zamanında Hafsa'daki bu nüsha esas alınarak beş adet daha mushaf çoğaltılmış ve bunlardan bir tanesi Osman'da kalmış, diğerleri MedineMekkeŞam,Kufe ve Mısır gibi o dönemin ana merkezlerine gönderilmiştir. Hafsa'dan alınan nüsha kendisine iade edilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder