21 Temmuz 2013 Pazar

FARZ


Farz

Farz ya da “fariza”; Fıkıh bilginleri tarafından oluşturulmuş ve tanımlaması yapılmış olan bir İslam dini terimidir. Yine fıkıhçılar tarafından tanımlanan Efâl-i mükellefin'den sayılır. İslami anlayışta Allah'ın sözü sayılan Kur’anda müslümanlara yapılmasının açık bir şekilde emredildiği kurallar veya ibadetler olarak kabul edilir. Kur’anda yapılması açık emir ve gereklilik ifade etmeyen eylemler ise vacip gibi başka kavramlar ile tanımlanır.
Farzlar iki kısıma ayrılır:
  • Farz-ı Ayn: 
Mükellef olan her müslümanın bizzat kendisinin yapması gereken farzlardır. Örnek: NamazOruçhaczekat gibi
Farz terimi dini veya sosyal zorunluluk ifadesi olarak kullanılır. Dini kullanımda örneğin ibadetlerin “mutlak anlamda” yapılması farz olurken, bunların miktarı, ne zaman ve nasıl yapılacağı gibi icrasıyla ilgili olan konular örfi konulardır ve büyük oranda sünnethadis veya din bilginlerinin tavsiyeleri ve yönlendirmeleri gibi geleneklerin etkisinde şekillendirilmişlerdir.
  • Farz-ı Kifaye: 
Farz-ı Kifaye, İslami anlayışta sosyal sorumluluk ifade eden bir tanımdır. Kur’anda emredilmeyen ancak din âlimlerince sosyal hayat bakımından farz (gerekli) görülen bir davranışı, durumu veya görevi anlatır. Müslümanlardan bir kısmı yerine getirdiğinde diğerlerinin sorumluluktan kurtulduğu, gerektiği kadar müslümanın yaptığında diğer müslümanlara sorumluluk düşmeyen eylemlerdir.Farz-ı Kifaye, İslami toplumda gerekli olan işlerin kesinlikle yapılması gerektiğini ifade eder. Farz-ı Kifaye' sayılan eylemlerden bazıları şunlardır:
  • Cenazeyi yıkamak, kefenlemekcenaze namazı kılmak ve gömmek farz-ı kifaye’dir. Erkek yoksa bu işleri kadınlar yapar.
  • Kuran-ı ezberlemek, yani hafız olmak farz-ı kifaye’dir.
  • Bir toplumda bilim adamlarının bulunması Farz-ı Kifaye'dir.
  • Bir topluma selam verene cevap vermek farz-ı kifaye’dir. Cevabı geciktirmek ise haramdır.
  • Cihad etmek farz-ı kifaye’dir.
  • Fen bilgilerinden sanatına, ticaretine lazım olanları, bu işle meşgul olanların öğrenmeleri ve yapmaları farz-ı kifaye’dir.
  • Her şehirde, Fetva verebilen, sorunları çözebilen bir âlimin bulunması farz-ı kifaye’dir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder