18 Temmuz 2013 Perşembe

KUŞEYRİ

Kuşeyri,(986 Horasan-1072 Nişabur) asıl ismi Abdülkerim bin Hevazin bin Abdülmelik bin Talha bin Muhammed Nişaburi’dir. MüderrisMutasavvıfYazar Ailesi Arap asıllı olup,Horasan civarına yerleşmişti. Annesi de Sülemi ailesine mensuptur. Kuşeyri, 986 (H. 376) senesinde Horasan’ın Üstuva nahiyesinde doğdu. 1072 (H. 465) yılında Nişabur’da vefat etti.Çocuk yaşta babası vefat eden Kuşeyri, akrabası olan Ebü’l-Kasım Yemani’den Arapça ve edebiyat bilgileri öğrendi. Bu arada hububat ticareti ile meşgul olan dayısından haksız vergi alındığını gördü. Bunun üzerine hesap öğrenerek maliye memuru olup insanlara yardım etmek niyetiyle Nişabur’a gitti. Nişabur’da büyük velilerden Ebu Ali Dekkak ile karşılaşan Kuşeyri, hükumette vazife almaktan vazgeçerek, manevi ilimlere yöneldi. Hocası Ebu Ali Dekkak’a bütün kalbiyle bağlanarak, tasavvuf yolunda büyük merhaleler katetti. Hocasının emriyle Muhammed ibni Bekr-i Tusi’den fıkıh, Ebubekir ibni Furek’ten kelam ve usul-i fıkıh, Ebu İshak İsferaini’den kelam ilmini öğrendi.Kuşeyri, İbn-i Furek ve Ebu İshak İsferaini’nin usullerini iyice kavradıktan sonra, meşhur kelam alimlerinden Ebubekir el-Bakıllani’nin kitaplarını mütalaa etti. Aynı zamanda hocası Ebu Ali Dekkak’ın sohbetlerine katıldı. Bu arada hocası Ebu Ali Dekkak’ın kızı, ilim, edeb sahibi ve zamanın en çok ibadet edenlerinden olan Fatıma hatunla evlendi. Fatıma hanımdan altı erkek ve bir kız olmak üzere yedi çocuğu oldu.Bu arada Nişabur’da ders vermeye başlayan Kuşeyri hazretleri, Hatib el-Bağdadi, Ebü’l-Kasım Nasrabadi, Ebu Ali Farmedi gibi birçok alim yetiştirdi. Ebu Ali Dekkak’ın vefatından sonra, Ebu Abdurrahman es-Sülemi ile sohbet etti. 1056 yılında Nişabur’dan ayrılarak, Bağdat’a geldi. Bağdat’ta hadis ve fıkıh okuttu. Halifeyi ziyaret etti ve onunla sarayında sohbette bulundu. Daha sonra, bozuk mutezili fırkasına mensup Selçuklu veziri Amidülmülk Kündüri’nin zulmü sebebiyle memleketlerinden ayrılan İmam-ül-Harameyn Cüveyni ve Beyheki gibi binlerce alimle birlikte hacca gitti. Hacdan Nişabur’a dönen Kuşeyri, buradan ailesi ile birlikte Tus şehrine gitti ve Tuğrul Bey’in 1063 tarihinde vefatına kadar orada kaldı. Alparslan’ın sultan, Nizamülmülk’ün de vezir olmasından sonra rafızilerin çıkardığı fitne durdu. Bunun üzerine vatanlarını terk eden alimler ve Kuşeyri tekrar memleketlerine döndüler. Alparslan ve Nizamülmülk, Kuşeyri’ye çok hürmet ederlerdi. Hatta İmam-ül-Haremeyn ve Kuşeyri gibi alimler, sultan ve vezirin yanına serbestçe girerler ve onlarla sohbet ederlerdi. Kuşeyri, Nişabur’da vefat edinceye kadar ders verdi. 1072 (H.465) de vefat eden Kuşeyri, hastalığının en şiddetli anında dahi namazlarını ayakta kılardı. Cenazesi, hocası Ebu Ali Dekkak’ın yanına defnedildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder